Ahmet Çakar
Köseoğlu Kükürt Firma Sahibi
21 Yıllık geçmişi ve ürün kalitesi ile sektör liderliğini elinde bulunduran Köseoğlu Kükürt, Mersin’deki tesislerinde Köseoğlu Ak Kükürt markası ile Toz Kükürt ve Sıvı Kükürt üretimi yapıyor.
2014 yılının son çeyreğinde faaliyete almayı planladığı Ankara bölgesindeki ikinci tesisinin yatırımına başlayan Köseoğlu Kükürt, tamamlanacak yeni tesis ile üretim kapasitesini % 60 artıracak. Bu yeni yatırımıyla firma, pazar payını artıracak ve gelen yurt dışı taleplerini de değerlendirebilecek.
Köseoğlu Kükürt Firma Sahibi Ahmet Çakar, 2013 ve 2014’ün ilk yarısında fuar katılımlarıyla ph ve toprak ilişkisini çiftçilerimize anlatarak bilgilendirme ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık verdiklerini belirtti. Çakar, “Bu faaliyetler neticesinde hem konuya olan hem de ürünlerimize olan ilgiden çok memnunuz. Daha önemlisi, çiftçilerimizin kükürt uygulamalarından aldıkları sonuçlardan ve topraklarındaki olumlu gelişmelerden oldukça memnunuz. Ayrıca, tüm faaliyetlerimiz ve fuar çalışmalarımızın neticesinde elde ettiğimiz bulguları değerlendirdiğimizde gereklilik ve tamamlayıcı olması sebebiyle ürünlerimizin arasına sektör için bildik ama bizler için yeni bir ürün katmaya karar verdik. Bu ürünün adı da Köseoğlu Hümak’tır.” şeklinde konuştu.
Çakar, organik madde katkısı ve ph düzenlemesinde yardımcı unsur olması sebebiyle hümik asit (Köseoğlu Hümak) üretimine başladıklarını belirterek, “Kalite anlayışımız ve titizliğimizle yüksek organik madde oranı, hümik asit ve fulvik asit oranları ile çiftçimize yüksek menfaat ve verimlilik sunmayı planlıyoruz.” dedi.
“Ekonomik faaliyetlerde bulunan bazı kuruluşlar kazançlarının bir kısmı ile, doğal yaşamı destekleyen sosyal amaçlı projeler içinde yer alırlar.” diyen Çakar, şöyle devam etti; “Sosyal amaçlı faaliyetler firmalar için bir alternatif ve tercihtir. Ümit ediyoruz ki bu firmaların sayısı her geçen gün artar. Lakin bizim gibi zirai amaçlı ürünler üreten firmalar için yaptığımız iş, bir alternatif olmanın ötesinde faaliyetlerimizin ana konusudur. Biz doğanın bir parçasıyla çalışıyoruz. Çalıştığımız parça geleceğimiz için amortismana tabi bir emtia değildir. Çünkü toprak hep var olmalı ve canlı kalmalıdır. Ürettiğimiz ürünlerin toprağın zenginliğine katkı sağlayacak, onu hep canlı tutacak, bozulmuş bir yapı varsa onu tekrar canlandıracak, zenginleştirecek özellikte olmasına dikkat ediyoruz.” diye sözlerini tamamladı.